Bildiğiniz üzere dolar son haftalarda hepimizi şaşkınlıkla izleten hareketlenmeler yaşadı. Kasımın ortalarına kadar 9 TL civarında olan dolar, aralıkta bir periyot 18 TL’ye kadar ulaştı. Şu anda 11 TL civarlarında seyreden dolar ve emsal iniş çıkışlara sahip olan euro, vatandaşı bu istikamette yatırım yapmaya itti.
Hatta o denli ki, TL’nin kıymet kaybından ötürü bankalardan kredi çekip döviz alanlar da oldu. Kredilerin kullanım emeline alışılmamış sayılan bu yolun önüne geçmek için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Konseyi (BDDK), devayı kredi alacaklara taahhütname imzalatmakta buldu.
Gaye bankayı korumak
Türk Lirası cinsinden çekilen kredilerin hedefine uygun olmayan formda, döviz almak için kullanılması ve gibisi tersliklerin incelenmesi istikametinde talimat veren BDDK, kredi alırken imzalanacak bir taahhütnameyi yürürlüğe soktu. Kimi özel bankaların yalnızca ticari alanda alınan kredilerde ve kamu bankalarının tüketici kredilerinde kural koştuğu taahhütname imzalandığı takdirde müşteri, kullandıkları kredi ile ‘amacına karşıtlık teşkil eden süreçler yapmayacağını’; tespiti halinde ise bankayı sorumlu tutmayacağını beyan etmiş oluyor.
Taahhütnamede kelam edilen kredinin kullandırım gayesine terslik teşkil eden süreçler ise şu formda sıralanıyor: “Döviz ve altın alım süreçleri, vadeli mevduat, repo, pay senedi üzere finansal getiri sağlamaya dönük yatırımlar, vadesi gelmemiş öteki kredi risklerinin kapatılması, yurtdışına transfer yapılması ve kripto varlıklara yahut sermaye piyasası dışına aktarılması.”
Hür piyasa şartlarında bu muhalif süreçleri gerçekleştiren kredi sahiplerine bir yaptırım uygulanmıyor. Taahhütnamenin fonksiyonu, bankaları yanlış kredi vermekten ötürü ceza almaktan kurtarmak.
