Pandeminin esaslı biçimde etkilediği dallardan önde gelen eğitim, birtakım riskler sebebiyle meskenlerden gerçekleştirilmeye başlanmıştı. Bir vakit sonra aşıların yaygınlaşması ve toplumun vakit geçtikçe aşılar hakkında daha da bilinçlenmesi, öteki birçok dalda olduğu üzere eğitimde de ne vakit olağana dönüleceği konusunu gündeme getirdi.
Bu noktada toplum ikiye ayrılmış durumda. Bazıları, çocukları koronavirüse yakalanır diye huzursuz olup uzaktan eğitimi savunuyor, başkalarıysa uzaktan eğitimin verimli olmadığını söyleyerek yüz yüze eğitimi savunuyor. Şimdiyse karşımızda çocuklarının virüse yakalanmasından korkan velilerin içine su serpecek cinsten bir çalışma var. Çalışmaya nazaran bilhassa çocuklar için okullar, koronavirüs bulaşma riski açısından meskenlerden daha inançlı.
Okulların yüz yüze eğitime geçmesi gerek:
Journal of Küresel Health mecmuasında yayımlanan araştırmada, dünyanın farklı yerlerinden gelen 24 çalışma incelendi. Başta öğrencileri ve öğretmenleri koronavirüs bulaş riski açısından karşılaştırmayı hedefleyen araştırmayla birlikte öğrencilerde bu riskin öğretmenlere nazaran yüzde 47 daha düşük olduğu sonucuna varıldı.
Araştırmayı kıymetlendiren Prof. Dr. Mustafa Çetiner, bilhassa 10 yaş altında bulaş riskinin yetişkinlere nazaran daha az olduğunu belirtti. Bunun yanında okuldaki bulaş riskinin konuttakine nazaran daha az olduğunu söyleyen Çetiner, bu noktada okulların kesinlikle açılması gerektiğini söyledi. Elbette bunu yapmadan evvel delta varyantı ve aşılama suratı üzere mevzularda gelişme gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Lideri Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ise bulaş riskinin yaş kümelerine nazaran değiştiğini ancak 18 yaş altındaki kümede en çok bulaştıranların ergenler olduğunu söz etti. Bunun sebebiyse arkadaş kümeleri ortasındaki daha yakın toplumsal irtibat ve temas olarak gösteriliyor.
