Dünya genelinde herkesin bildiği lakin kimsenin ne olacağını tam olarak kestiremediği bir savaş kaygısı var. O denli ki bir taraftan Rusya, başka taraftan Çin, bir öteki taraftan ABD ve başka Avrupa ülkeleri, epey büyük bir tansiyon içerisindeler. Bu bağlamda; Rusya’nın Ukrayna’yı, Çin’in de Tayvan’ı işgal edeceği ya da ülkelere karşı askeri güç kullanabileceği savları, ülkeler ortasındaki tansiyonun daha da tırmanmasına yol açmış durumda.
Az evvel de belirttiğimiz üzere; önümüzdeki periyotlarda ne yaşanacağını kimse bilmiyor. Lakin dünyanın en güçlü beş ülkesinden gelen bir açıklama, en azından herkesin bir nükleer savaş için ortak görüşe sahip olduğunu gözler önüne seriyor. ABD, Britanya, Çin, Fransa ve Rusya tarafından yapılan ortak açıklamada, “Nükleer bir savaşın kazananı olmayacağını ve asla bu türlü bir savaş savaşılmaması gerektiğini kabul ediyoruz” tabirlerine yer verildi. Nükleer güce sahip oldukları bilinen bu ülkeler, öncelikli sorumluluklarının da global tansiyonların bir nükleer savaş haline gelmesini engellemek olduğunu belirttiler…
Neden bu türlü bir açıklama yapıldı?
Dünyanın en güçlü ülkelerinden gelen açıklama, biraz huzursuz etmiş olabilir. Çünkü bu ülkelerin dediklerinin tersine hareket ettiklerini çok defa gördük. Lakin sakin olabilirsiniz, ufukta rastgele bir nükleer savaş tehlikesi yok üzere görünüyor. Pekala öyleyse bu açıklama neden yapıldı? Gelin daima birlikte o sorunun karşılığına bakalım…
1968 yılında “Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması” imzalandı. Bahsi geçen 5 ülke de bu muahedeye imza atıyordu. Mutabakata nazaran her 5 yılda bir bir ortaya gelinecek ve incelemeler yapılacaktı. Bu incelemeyi de kapsayan konferans, olağan şartlar altında bu yıl yapılacaktı. Lakin omicron varyantı nedeniyle yapılamadı. Birtakım ülkeler, konferansın çevrimiçi ortamda yapılabileceğini savunurken kimileri ise bunu istemedi. Hal bu türlü olunca da konferans iptal oldu. Ülkelerin imzaladığı açıklama da bunun sonucunda ortaya çıktı…
